Sağlık Hukuku

Sağlık Hukuku Avukatının Önemi

Komplikasyon, tıbbi standarda uygun bir müdahalenin ve operasyonun varlığına rağmen oluşabilecek, bu ihtimalin tıp çevreleri tarafından kabul edildiği ve her türlü önleme rağmen önlenemez şekilde ortay çıkan zarar olarak tanımlanabilir. Komplikasyonun varlığı açısından tıbbi standartlara uygun bir müdahalenin varlığı şarttır; hekim uygun müdahaleyi yapmıştır. Ancak ortada istenmeyen bir sonuç doğmuştur. Bu sonucun doğma ihtimali de düşük de olsa tıbbi çevrelerce kabul edilmiştir.

Komplikasyon durumunda sağlık çalışanının sorumluluğunun bulunmadığı kabul edilir. Zira ortada bir kusur yoktur, sonuç istenmeden ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla hekimler için kabul edilen kusur sorumluluğunun bir görünümü olarak hekim, sonuçtan sorumlu olmayacaktır.

Ortada eğer deneyimsizlik, ihmal ya da özensizlik söz konusu ise komplikasyondan söz edilemez. Burada artık tıbbi malpraktis söz konusu olacaktır. MalpraktisTürk Tabipler Birliği nezdinde bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeniyle oluşan zarar olarak tanımlanmıştır. Malpraktis durumunda ilgili hekimin sorumluluğu söz konusudur.

Yukarıda da bahsedildiği üzere sağlık hukuku gerek olayların medyaya yansıması gerekse de bireylerin bilinçlenmesi nedeniyle oldukça bilinen ve her gün bilinilirliği artan bir dal olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla uyuşmazlığın her iki tarafının da kendisini iyi bir şekilde ifade etmesi önemlidir.

Sağlık Hukukunda Hekimin Sorumluluğu

Hatalı ameliyat ve operasyonlar nedeniyle hekimin sorumluluğu, sağlık hukukunda önemli bir konuyu teşkil etmektedir. Sağlık hukuku bakımından hekimin sorumluluğuna gidilebilmesi için hekimin bir kusurunun bulunması gerekmektedir. Kusur yoksa sorumluluk da yoktur. Sağlık hukukunda hekimin kusuru bulunmadığı halde meydana gelen olumsuzluklara komplikasyon adı verilmektedir. İşte ortada bir komplikasyon yoksa hekim de sorumlu olmayacaktır.

Hekimin, hastasına karşı birtakım borç ve yükümlülükleri bulunmaktadır.

Sadakat Borcu: Doktorun, hastanın çıkarlarını kendi çıkarlarından üstün tutması, hastaya güven vermesi, ona karşı dürüst davranması, aldatmaması şeklinde tanımlanabilir.

Sır Saklama Borcu: Hekim, hastanın menfaatine olarak yorumlanabilecek her türlü hususta hastanın çıkarlarını korumalı, kişisel bilgi ve belgeleri hastanın rızası olmaksızın paylaşmamalıdır.

Özen Borcu: Hekim, her türlü işlem ve müdahalesinde en azından ortalamanın üstünde bir dikkat ve özenle hareket etmeli, kendi işini görüyormuşçasına davranmalıdır. Hastayı ve bedenini iyi tanımalı, sorunu iyi bir şekilde tespit etmeli, hastaya en uygun çözümü sunmalıdır. Gerçekleştirdiği her işlemde şeffaf olmalıdır.

Sağlık Hukukunda Sorumluluk İstisnası

Neticenin öngörülür olmadığı durumlarda ise taksir sorumluluğu söz konusu olmaz. Zira ortada bir yükümlülük ihlali de yoktur. İşte tıp hukukunda bu durum “komplikasyon” olarak açıklanmaktadır. Komplikasyon tanım olarak kısaca “tıbben olması gereken müdahalenin varlığına rağmen ortaya çıkabilecek ve her türlü tedbire rağmen önlenemeyen sonuç, zarar” olarak belirtilebilir. Öte yandan hekim, standartlara uygun bir müdahalede bulunmasa dahi netice öngörülemezse yine hekimin sorumluluğuna gidilemeyecektir.

Öte yandan tıbbi uygulama standardının icrai ya da ihmali olarak yakalanamaması suretiyle özen yükümlülüğünün ihlal edilmesi durumunda hekimin sorumluluğu söz konusu olacaktır ki burada da “malpraktisten” söz edilir.

Hekimin taksiri dolayısıyla hastanın yaralanmasına hatta ölmesine göre Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince hekim hakkında uygulamalarda bulunulabileceği gibi tazminat sorumluluğuna da gidilebilir.

Yukarıda açıklanan durumlarla karşılaşılması halinde vakit kaybetmeksizin uzman bir hekim-hastaneden yardım alınması önerilir. Zira neticenin etkilerinin artmaması her şeyden önemlidir. Akabinde ise hasta yukarıda açıklanan şartların varlığı durumunda ilgilinin tazminat sorumluluğuna gidebilir. Bu hususta da profesyonel bir yardım olarak bir avukattan yardım alınması önerilir.

Sağlık Hukukunda Sorumluluk Sınırları

Sağlık hukuku bakımından hekimlerin sorumluluğunda kusura dayalı sorumluluk esastır. Diğer bir anlatımla hekimin sorumluluğuna gidilebilmesi için uygulamasında bir kusurun bulunması gerekmektedir. Ancak komplikasyon durumunda hekim sorumlu olmayacaktır.

Basit ya da detaylı her tıbbi operasyonda zararlı bir neticenin meydana gelmesi ihtimal dahilindedir. Zira bir makinenin onarımı sırasında makine geçici bir süreliğine durdurulabilirken insanın fizyolojik yapısı nedeniyle böyle bir durum söz konusu olmamaktadır. Bu zarar, gerekli her türlü özen ve yükümlülük gösterilse dahi oluşabilir. Bu bakımdan tıp hukuku için “başarı garantisi” bulunmamaktadır.

Hekimin özen yükümlülüğünü ihlal ettiği durumlarda “taksirinden” söz edilir. Taksir kısaca “failin öngördüğü neticeyi istememesi ya da neticeyi hiç öngörememesidir.” Tam bu noktada fail ile kast ayrılmaktadır zira kastın “bilme ve isteme” olmak üzere iki unsuru bulunmaktadır. Taksirde ise netice istenmemektedir.

Türkiye’de Sağlık Hukuku

Sağlık hukuku, son yıllarda uygulaması gözle görülür şekilde artan bir dal olarak genellikle tıbbi operasyonlardan kaynaklanan olumsuzlukları incelemektedir. Sağlık hukuku bakımından karşılaşılan davaların büyük çoğunluğu hatalı tıbbi müdahale iddiaları ile açıldığından incelenmesi gereken husus hatalı bir tıbbi müdahalenin var olup olmadığıdır.

Bu bakımdan sağlık hukukunun temel konularından birini malpraktis-komplikasyon ayrımı oluşturmaktadır. İlgili sağlık görevlilerinin malpraktisin varlığı halinde sorumlu olacakları kabul edilirken, komplikasyonların varlığı halinde ise sorumlu olmayacakları kabul edilmektedir. Dolayısıyla bu uyuşmazlıklar bakımından temel ayrım, hangi durumlarda malpraktis, hangi durumlarda komplikasyon oluştuğu noktasındadır.

Scroll to Top