2547 Sayılı Yüksek Öğretim kanunun 24.maddesinde doçentlik ve atamaya ilişkin şartlar düzenlenmiş olup söz konusu madde hükmünde;
“a) Doçentlik başvuruları, Üniversitelerarası Kurulca belirlenen takvime göre yılda en az iki kez yapılır. Doçentlik başvuruları için aşağıdaki şartlar aranır:
(1) Bir lisans diploması aldıktan sonra, doktora ile tıpta, diş hekimliğinde, eczacılıkta ve veteriner hekimlikte uzmanlık unvanını veya Üniversitelerarası Kurulun önerisi üzerine Yükseköğretim Kurulunca tespit edilen belli sanat dallarının birinde yeterlik kazanmış olmak.
(2) Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen merkezî bir yabancı dil sınavından en az elli beş puan veya uluslararası geçerliliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen bir yabancı dil sınavından buna denk bir puan almış olmak; doçentlik bilim alanının belli bir yabancı dille ilgili olması halinde ise bu sınavı başka bir yabancı dilde vermek.
(3) Üniversitelerarası Kurulun görüşü üzerine Yükseköğretim Kurulu tarafından her bir bilim veya sanat disiplininin özellikleri dikkate alınarak belirlenecek yeterli sayı ve nitelikte özgün bilimsel yayın ve çalışmalar yapmak.
b) Üniversitelerarası Kurul, adayın başvurduğu bilim veya sanat dalından beş kişilik bir jüri ve bu jüri için iki yedek üye tespit eder. İlgili bilim veya sanat dalında yeterli öğretim üyesinin bulunmaması halinde, jüri üç üye ile teşkil edilebilir.
Doçentlik sınav jürisinde yer alan asıl ve yedek üyeler, adayın yayın ve çalışmalarını değerlendirerek hazırladıkları ayrıntılı ve gerekçeli kişisel raporlarını Üniversitelerarası Kurula gönderirler. Asıl üyelerin hukuken geçerli bir mazerete dayalı olarak raporunu verememesi halinde, yedek üyelerin raporları, sırasına göre değerlendirmeye esas alınır. Jüri üyelikleri, jüri, değerlendirmeye esas alınan raporlar ve başvuru sonucu ilgililere elektronik ortamda erişime açılır ve bu bilgiler, erişime açıldığı tarihi izleyen beşinci gün ilgililere tebliğ edilmiş sayılır.
c) Üniversitelerarası Kurulca yeterli yayın ve çalışmaya sahip olduğuna karar verilen adaya doçentlik unvanı verilir.
ç) Doçentlik başvurularında adayların yayın ve çalışmalarına ilişkin esas ve usuller Yükseköğretim Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
d) Yükseköğretim kurumları, doçent kadrosuna atama için, doçentlik unvanına sahip olmanın yanında Yükseköğretim Kurulunun onayını almak suretiyle, münhasıran bilimsel kaliteyi artırmak amacına yönelik olarak, bilim veya sanat disiplinleri arasındaki farklılıkları da göz önünde bulundurarak, objektif ve denetlenebilir nitelikte ek koşullar belirleyebilirler. Yükseköğretim kurumlarının belirlediği ek koşullar arasında sözlü sınavın yer alması halinde bu sınav Üniversitelerarası Kurul tarafından oluşturulacak jürilerce yapılır.
e) Doçentlik unvanına sahip olanlar yükseköğretim kurumları tarafından ilan edilen doçent kadrolarına başvurur. Doçent kadrosuna başvuran adayların durumlarını incelemek üzere rektör tarafından, varsa biri ilgili birim yöneticisi, en az biri de o üniversite dışından olmak üzere üç profesör tespit edilir. Bu profesörler her aday için ayrı ayrı olmak üzere birer rapor yazarlar ve kadroya atanacak birden fazla aday varsa tercihlerini bildirirler. Üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü yönetim kurulunun bu raporları göz önünde tutarak alacağı karar üzerine, rektör atamayı yapar.” düzenlemesi gereğince adayın asgari şartları taşımadığına ilişkin değerlendirmenin subjektif kriterlerle yapılması mümkün değildir. Kimi değerlendirme raporlarında bilimsel inceleme aşamasına dahi geçmeden asgari şartların sağlanamadığından bahisle başarısız kabul edilse de asgari şartların genişletilmesi imkanı bulunmamaktadır. Bu nedenle bilimsel inceleme aşamasında değerlendirilmesi gereken ve diğer jüri üyelerinin de görüşleri ile birlikte sonuca ulaşması gerekmekteyken, diğer jüri üyelerinin bilimsel incelemesine bile fırsat vermeden, bir jüri üyesinin asgari şartları taşımadığı şeklindeki kabulü subjektif değerlendirmenin en bariz örneğidir. Asgari şartlara ilişkin değerlendirmelerin nicelik olarak yapılması gerektiği, nitelik değerlendirmesinin bilimsel inceleme aşamasında diğer jüri üyeleri ile bilikte yapılması gerektiği sabitken, nicelik olarak asgari şartları taşıdığını da kabul etmişken yazılan kişisel raporun ve değerlendirme hukuka aykırı olacaktır.
Sonuç olarak jüri üyelerinin bilimsel ve yönetmeliğe uygun inceleme yapması gerekirken, yetkisini son derece aşarak öznel değerlendirmeler sonucunda başarısız sayılmaya ilişkin yapılan işlemler hukuka aykırıdır.
Benzer bir Uyuşmazlıkta; Ankara 1.idare Mahkemesince verilen kararda;
“2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nda yüksek öğretimin amaçları ve bu amaçlar doğrultusunda akademik personelin hangi unvanlarda bulunabileceği belirtilmiştir. İlgili Kanun’da yer alan hükümler bir arada değerlendirildiğinde; yüksek öğretimde temel amaçlardan birisinin bilimsel kalitenin artırılması ve bu doğrultuda Türkiye Cumhuriyetinin hem ulusal ve hem uluslararası alanda bilimsel yönden güçlü hâle gelmesi olduğu değerlendirilmektedir. Bu manada belirtilen amaç uyarınca bilimsel kalitenin artırılmasını teminen, bilimsel kalitenin artırılması için gereken şartları taşıyan kişilerin hak ettikleri akademik unvanlara kazandırılması esastır. Bu kapsamda mevzuat gereği akademik unvanların elde edilebilmesi için öngörülen asgarî şartların taşınması gereklilik olmakla birlikte, yapılacak değerlendirmede şartlara yönelik objektif değerlendirmenin yapılmış olması gerekliliktir. Akademik unvanlar için getirilen şart ve sınırlandırmaların objektif olarak değerlendirildiğinin kabul edilebilmesi için ise konuya mevzuata uygun usûlün işletilmiş olması esastır.
2547 sayılı Kanun ve diğer mevzuat hükümleri uyarınca doçentlik, akademik bir unvandır. Doçent olabilmek için mevzuatta bazı şartlar aranmış, ayrıca doçentliği elde edebilmek için ek şartlar getirilebileceği kabul edilmiştir. Tüm şartları sağlayan kişilerin ise doçentlik jürisi tarafından gerekli kabulü sağlanması gerekir. Dava konusu uyuşmazlık da davacının doçentlik unvanını elde edebilmek için çalıştığı alanda yaptığı doçentlik başvurusu kapsamında jüri değerlendirmesine bağlı olarak asgarî şartları taşımadığından bahisle başvurusunun reddedilmesinden kaynaklanmaktadır.
Doçentlik başvurularının nasıl yapılacağı ve başvurular üzerine izlenecek usûlün ne olduğu Doçentlik Yönetmeliği’nde belirlenmiştir. Belli dönemlerde yapılabilecek başvuru üzerine aday hakkında inceleme yapılabilmesi için doçentlik değerlendirme jürisi oluşturulacaktır. Jürinin nasıl oluşturulacağı bir kenara, oluşturulacak doçentlik değerlendirme jürisinin görev ve yetkilerinin ne olduğu ve bu kapsamda yapılacak inceleme üzerine yapılacak tespitlere istinaden hangi durumların nasıl inceleneği Doçentlik Yönetmeliği’nin 6’ncı maddesinde belirlenmiştir. Anılan maddede açıkça belirtildiği üzere alana mahsus oluşturulacak doçentlik değerlendirme jürisi adayın asgarî başvuru şartlarını taşıyıp taşımadığı ile yayın ve etik ilkelerine uygunluk bulunmadığı yönünden değerlendirme yapması gerekir. Bu şekilde yapılacak değerlendirmede adayın asgarî başvuru şartları taşıdığı ile yayın ve etik ihlaline ilişkin bir aykırılık yoksa adayın eserleri üzerinden nitelik incelemesi yapılarak başarılı veya başarısız şeklinde bir değerlendirme yapılmalıdır. Yapılacak değerlendirmede beş üyeden oluşan jüride en az üç üyenin ve üç üyeden oluşan jüride en az iki üyenin başarılı bulması hâlinde artık Üniversitelerarası Kurul Yönetim Kurulu tarafından ilgilinin doçentlik unvanı verilmesi safhasına geçilir. Görüldüğü üzere önce usûle ilişkin (asgarî başvuru şartlarının sağlanmasına yönelik kısım ile yayın ve etik ihlaline ilişkin değerlendirme) ve sonrasında esasa ilişkin (nitelik incelemesi) incelemesinden oluşan safhalarda, adayın herhangi bir şekilde şartları taşımadığı veya yeterli niteliği olmadığı değerlendirmesi yapılabilecekse de bunun akademik bir unvan olan doçentlik için aranan bilimsel ilkelere uygun olması gerekir.
Bilindiği üzere doçentlik, doktor unvanı aşamasından sonra gelen ve adayların belli bir bilimsel yeterliliği sağlaması için Üniversitelerarası Kurul tarafından belirlenen şartlara göre elde edilebilecek bir unvandır. Asgarî şartların neler olduğu Üniversitelerarası Kurul tarafından belirlenmekle birlikte, adaylar hakkında doçentlik değerlendirme jürisi tarafından bu şartların mâhiyetine göre puanlama yapılarak adayın şartları taşıyıp taşımadığı belirlenmelidir. Henüz ilk aşamada yapılacak bu incelemede eserlerin niteliği önemli olmayacaksa da nicelik yönünden aranan şartların sağlanmış olabilmesi için (yağmacı / şaibeli dergide yayımlanmamış olma, eserde birinci veya ikinci ya da diğer şekilde getirilmiş sırada yazar olabilme gibi) koşullar gözetilecektir. Bu koşullara aykırı durumlarda adayın asgarî başvuru şartları taşımadığı gündeme gelebilecekse de davalı idare tarafından ortaya konan şartlara göre değerlendirme yapılması zorunluluktur. Yani davalı idarece konulan şartları taşıyanlara ilişkin şartları taşımadığı değerlendirmesi yapılamayacaktır.
Yukarıda belirtildiği üzere asgarî başvuru şartlarını taşıyan adaylar hakkında davalı idarece asgarî başvuru şartlarını taşımadığı şeklinde bir değerlendirme yapılması olanaklı değildir. Bu durum bilimsel ilkelere de aykırılık teşkil edecektir. Dava konusu uyuşmazlığa ilişkin hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan tespitlere göre davacının eserleri üzerinden nicelik olarak yapılan değerlendirmede asgarî başvuru şartlarını taşıdığı tespit edilmiş olup, buna göre davacının eserlerine yönelik aksi yönde değerlendirme yapılarak başvurusunun iptal edilemeyeceği açıktır.
Tüm bu durumda davacının başvurduğu alan itibarıyla asgarî başvuru şartlarını taşıdığının hükme esas alınan bilirkişi raporuyla açık olması karşısında, asgarî başvuru şartlarını taşımadığından bahisle doçentlik başvurusunun iptal edilemeyeceği sonucuna varılmaktadır.”
Emrehan EVERDİ